17 Ocak 2011 Pazartesi

Kısaca A. / 2010 - Bugün


2010 / Bağdat Caddesi

Neredeyse bir yıl boyunca sapıklık seviyesinde anlamsızca arayıp durduğum A. hala bilmiyor kendisini arayanın ben değil, kilitlemeye üşendiğim telefonum olduğunu.

Tanışıklığımız ahbaplığa, ahbaplığımız da arkadaşlığa döndü geçen zaman içinde. Gerilmiyor bilakis memnun oluyorum telefonda adını gördüğüm zamanlar.

Kısa sohbetlerimiz oluyor, ama asla dejenere etmiyoruz sohbeti. Birbirimiz hakkında gerektiği kadar bilgi sahibi olup kalan kısmıyla da ilgilenmiyoruz zaten. Benim teklifimi pahalı bulup reddettikten sonra işbirliği yaptıkları firmaya önermiş beni, adamlar peşime düşüyor. "Yok" diyorum anlamıyorlar. En sonunda A. giriyor devreye, arıyor beni "Hayır, iş hayatına ara vermek zorundayım, anlayın beni" diyorum, anlıyor. Israr etmiyor, ettirmiyor. "Geri döneceğin zaman düşünürüz tekrar" diyor sadece, sormuyor, sorgulamıyor, sıkmıyor, üzmüyor.

Sevmeye başlıyorum A.'yı. Evde bahsi geçen tek müşterim, hatta müşteri bile değil müşteri adayımken. Ev halkı bu yanlışlıklar sinsilesinin doğurduğu arkadaşlıkla dalga geçme fırsatını asla kaçırmıyor. Adamın adı "Yanlışlıkla A." oluyor hatta aile içinde.

Bir haftasonu eşim ve oğlumla Bağdat Caddesi'nde yürüyüş yaparken rastlıyorum A.'ya. Yanında eşi, iki kızı ve köpekleri. Eşini görünce şaşkınlık içinde kalıyorum, bir kez bile bahsi geçmediği için. Büyük kızlarının ittiği bir tekerlekli sandalyede oturuyor, halsiz ve bitkin görünüyor. Aileleri tanıştırıyoruz, hep birlikte birer kahve içiyoruz hatta.

Bir kaç hafta sonra arıyor, evdeki bakıcının memleketine döndüğünü söylüyor laf arasında. Aklıma kısa süre önce vefat eden bir aile büyüğümüzün bakıcısı geliyor, çok da memnunlardı bakıcıdan diye hatırladığım için hiç tereddüt etmeden köprü oluveriyorum aralarında. Bakıcı hala onlarda.

Çok sevdiğim bir dostum Kalp Ameliyatı oluyor, altı tane canlı donör istiyorlar kan için. Gelen donörlerin dört tanesini başlangıçta yeterli bilgi vermediklerinden dolayı kriterlerimiz eksik kaldığı için eliyorlar ve son saniyede çaresizlik içinde kıvranırken ben gene yanlışlıkla arıyorum A.'yı. Sahne aynı, telefonum çalıyor. Koca çantanın içinde küfrede küfrede arıyorum, buluyorum ki kapanmış oluyor. Son aramaya bakıyorum A. , arıyorum gerisin geri. Sesimi duyunca anlıyor bir sorun olduğunu, anlatıyorum meseleyi. Yarım saat sonra yanında kan grubu tutan iki arkadaşı ve büyük kızıyla hastanenin kapısında oluyor.

A.'nın eşinin hastaneye kaldırıldığını duyuyorum birgün telefonun öbür ucundan. Takati iyice kesilmiş, ümidi tükenmiş, acısı artmış. Üstüne titrediği eşinin hastalığına dair konuşmadık bile bugüne kadar; üzülmesin, kurcalanmış hissetmesin diye sustum her aklıma geldiğinde. Trombosit veriyorlarmış ancak seviyeyi sabit tutmak mümkün olmuyor, hızla gene düşüyormuş. O yüzden sürekli kan verecek başka başka insanlara ihtiyaç duyuyorlarmış. Yapışıyorum telefona, eş, dost, akraba, eleman, konu, komşu kim varsa yıkıyorum ortalığı, bulduğumu kapıp gidiyorum hastaneye.

Eşinin yanına alıyor beni A., kan çanağına dönmüş gözleriyle. "Biliyorduk bu günün geleceğini" diyor sessizce, "ama alışmak mümkün mü bu kedere?". Eşi uyur uyanık bir halde gülümsüyor bana yattığı yerden. Kızların yüzleri şişmiş ağlamaktan, perişan haldeler.

Söyleyecek söz yok, duanın bini bin para yüreğimde. Onlar son bir aydır devamlı hastanedeler, sıhhat olmasa bile birazcık daha nefes versin analarına diye sığınıyorlar Rabbin yüceliğine. Bütün yüreğimle katılıyorum yalvarışlarına, inanıyorum Rabbin gücüne...


2011 / Ev

Bazen birileri giriyor hayatlarımıza kazara, ilk anda anlamıyoruz yolun bizi nereye götüreceğini. Veya kontrol edemeden gelişiyor herşey ve sanki bir oyunda figüranlarmışız gibi hayatın akışına bırakıyoruz yaşama hakkımızı.

Öyle ilginç bir dinamiği var ki yaşıyor olmanın, istesen de istemesen de kabul ediyorsun bir yerde 'Kader'in varlığını.

İlk hissettiğin duygunun son olmadığını öğretiyor sana, seviyorken nefret edebilecek hale geliyor veya varlığıyla rahatsız olurken "iyi ki var" diyebileceğin kıvama gelebiliyor ilişkiler.

Büyük bir mucize var bu işin sonunda, inanıyorum...

Dost A. ...
Dualarım ailenle...






------Görseller alıntıdır--------

2 yorum:

Aslısın dedi ki...

Allah yardımcıları olsun ve seni de böyle şahane insanları tanımakla ödüllendirsin hep!

Sokak Kedisi dedi ki...

Aminnn Aslı'cım, amin...

Free Counter