21 Kasım 2014 Cuma

Özetle...

 
 








 

3 Eylül 2014 Çarşamba

Palyaço

KahveAltı

19 Mart 2014 Çarşamba

KahveAltı


Sevgili Blogger dostlarım,

Ne kadar çok zaman olmuş buraya gelip gitmeyeli, sayfama girip de arada geçen vakti görünce pek mahçup hissettim kendimi.

Size de böyle oluyor mu merak ediyorum, kendimi sanal ortamda hissetmediğim bir kaç paylaşım platformundan birisi de Blogger.

Sokak Kedisi ile KahveAltı... Bu blogu, öncekilerden ayıran, benimle olmasına izin verdiğim sürenin uzunluğu diye düşünüyordum aslında. Daha öncekileri terk etmem çok kolay olmuş, bir iki dakika içinde kapatıp öylece silivermiştim düştüğüm tüm notları da.

Ancak geçtiğimiz günlerde, bloğun benim için aslında birlikte geçirdiğim zamandan kıyasla çok daha fazlası olduğunu anladım. Facebook için hazırladığım yeni bir paylaşım sayfasına isim ararken, gelen tüm önerileri bertaraf edip, sürekli aynı kelimelerin etrafında döndüğümü gördüm. Ve aklıma daha fazla seveceğim ve benimseyeceğim bir isim gelmeyince de şaşırdım haylice.

Yeni sayfayı oluşturmadan biraz bu konuda düşünmek istedim, neden ısrarla "Kahve altı" diye...

20 Şubat 2009'da ilk paylaşımı eklemişim bu bloğuma. O tarihten beri de hiç kopmamışım kendisinden. Hemen her sayfasında biraz daha büyümüş, değişmiş ve zamanla başka biri olmuşum. Ama hep ben olmuşum... Sokak Kedisi diye benimsediğim mahlasım, sadece adımı kamufle ederken, kalbimi, fikrimi, hayatımı, isteklerimi, gerçeklerimi hiç kimseden saklamamış. Yaşadıklarım, yazdıklarım; benim bir adım bile dışımda kalmamış. Kahve Altı hayatımı not ettiğim bir günlük, dostlarımı ağırladığım bir mekan ve sevdiklerimle paylaştığım anılarım haline gelmiş.

İşte bu yüzden, yeni bir yola çıkarken bile kendisini benimle taşımak arzum kuvvetle paçalarımdan çekeliyor beni.

Bu nedenle facebook üzerinde henüz yola çıkmış olan bu yeni sayfanın adını da kaçınılmaz bir şekilde "KahveAltı" koymuş bulunuyorum.

Blog yazılarını Facebook üzerinde paylaştığım aktif  Sokak Kedisi ile Kahve Altı sayfasından farklı olarak, bu yeni sayfa, sadece özgün yazılarımdan oluşmayacak. Benim satırlarıma ilave olarak, çeşitli yazılardan alıntılanmış satırlar, uygun olacağı düşünülen görsellerle birleştirilip paylaşılıyor bu yeni sayfada. Her şey alıntı, ama hepsi yorumlanışı ile özgün bir anlamda...

KahveAltı facebook sayfası, alıntılar üzerine kurulu bir platform işin kısası.

Bir internet paylaşımcısı olarak, yazılarımın kaynak belirtilmeksizin ortalıkta dolaşıyor olması gururumu okşa da altında adım olmadan paylaşılması benim de canımı sıkıyor elbette. Bu durumu en yakından yaşayan bir üretici olarak, neden sayfada yaptığımız alıntıların kaynağını belirtmediğimizi açıklamak isterim. Her hangi bir görsel, yazı, şiir veya paylaşım, internette son derece yaygın olan "kaynak saptırma" nedeniyle, birden çok isme ithaf edilebilmekte. Bu noktada, zikredilen isimlerden hangisinin doğru olduğunun araştırılmadan kaynak olarak gösterilmesi, çok daha ciddi bir hata bence. İşte bu hataya ortam yaratmamak adına, sayfamızda yaptığımız paylaşımlar alıntıdır diye belirtiyoruz sadece. Sayfa arzu ettiğimiz gibi gelişir ve ileride daha kalabalık bir editör kadromuz olur, araştırma konusunda da yeterli donanıma kavuşursak; her alıntı ve görselde eser sahibine ulaşıp kullanım konusunda bilgilendirmek en büyük isteklerimden.

Alıntı yapmak konusunda fazlasıyla hassas olan bünyemi, bu yeniliğe adapte etmeye çalışırken; sizlere de bir anlamda günah çıkarmış gibi hissediyorum kendimi. Umarım sizler de fikrimi destekler ve yeni sayfaya destek vererek beni yüreklendirirsiniz.

Destek için "Beğen" butonuna tıklamanız gerekiyor. Bunun için sağ barda bulunan Kahve Altı Facebook Sayfası "beğen" butonunu tıklayabilir veya burayı tıklayıp sayfaya giderek "Beğen" butonuna erişebilirsiniz. Umut bu ya, belki arkadaşlarınıza da önerirsiniz yeni sayfayı, çok şey mi istiyorum yoksa?


İşte böyle  :)








16 Ocak 2014 Perşembe

2014'ün İlk İcraatı


2014'ün ilk salgınından nasibimi almış bir halde geçirdim tüm haftayı...

Birilerine maaş zammı, kimilerine piyango ikramiyesi, bazılarına da yeni yıl hediyesi yeni başlangıçlar getiren 2014, bana gribal enfeksiyonu uygun gördü...

Hem düztaban, hem solak olunca, bu yaşa kadar hayatta kalmam bile mucize belki aslında. Yazıyı biraz uzatırsam doğrudan kadere bağlayacağım, kahpe felek diye dalacağım dibine, demedi demeyin!

Her şey üstüme binmiş, beni direk ezip geçiyor gibi hissettiğim bu ağlak ve selpak kolisiyle geçen haftam boyunca; etrafımdaki sağlıklı masum insancıklara ettiğim huysuzluğun sınırlarını tahmin etmek için hayal gücünüzü yormayın hiç, ulaşamazsınız geldiğim noktaya.

Bu hikayenin sonunda, tek başına terkedildiği evinde, 60 kedisiyle yaşayan huysuz, yaşlı ve bunak bir ihtiyar olacağım şimdiden alenen gözüküyor gibi. Kedi sayısından çok emin değilim gerçi, ortalama bir rakam verdim...

Kazara yanıma düşerse yolunuz durumu bilin diye dedim;

Hastayım...
Huysuzum...

Hepinize Sağlıklı & Mutlu Yıllar  :)








Görsel alıntıdır...



Free Counter