1 Şubat 2010 Pazartesi

Çocuk Olsam Yine



Keşke tekrar çocuk olabilsem…

Dizlerim sıyrılıp acısa keşke yüreğim yerine; telaş içinde koştururken birbirimizle çarpışıp düştüğümüz günlerdeki gibi.

Toprağa boylu boyunca uzanmış, çamur içindeki üstümle bir karınca yuvasının kapısını seyrederken hayatımın ilk gözlemini yapsam, sokakta yanındaki kadını tokatlayan adamı seyretmek yerine.

Bir oyun oynasak şimdi toplanıp yerleri yemyeşil çimlerle kaplı göğü limon ağaçlarından bezenmiş bir arka bahçede; birbirimize türlü oyunlar oynamak yerine.

Dalından kopardığım bir mandalinayı soysam ve "bir sana, bir tane de sana" diye paylaştırsam ağzı sulanarak elime kilitlenmiş sabırsızlıkla bekleşen oyun arkadaşlarıma; ağzı sulanarak bana bakan sokak serserilerine içimden saydırmak yerine.

Hastalandığım zaman annemin kucağında abarta abarta nazlanabilsem keşke gene, telefonda “İyiyim ben” diye yalan söylemek yerine.

“Sevmiyorum” diyebilsem keşke sevmediklerime, “Özledim” diyebilsem keşke özlediklerime çocukken baktığım gibi bakarak direk gözlerinin içine.

Gitmek istemediğim zaman “gitmeyelim” diye, dönmek istemediğim zaman “kalalım” diye tutturabilsem keşke gene gözyaşları içerisinde; “Hadi” diyen olmak yerine.

Telefon çaldığında heyecan içinde koştursam keşke ilk ulaşıp açan olmak için; biri telefona baksın diye bekleyip hep aynı kelimeler ile konuşmak yerine.

Ödevlerim olsa ve sabaha yetiştirmem gerekse keşke, matematik problemleri beklese beni çantamdaki defterin içinde; geleceğe dair endişeler yerine.

Babam dünyanın en yakışıklı erkeği ve annem dünyanın en güzel kadını olsa ve ben de dünyanın en mutlu prensesi olsam keşke gene koskoca bir kadın olmak yerine…

Kardeşim oyuncaklarımı kırmasın diye birer birer saklasam keşke onları gene, bambaşka insanlar ve hayat çocuğuma zarar vermesin diye tetikte olmak yerine.

Bakkal “Bakkal Amca”; Kasap “ Ali Dede”; Manav “ Ömer Abi” olsa keşke yine; Express mağazadaki sürekli değişen kasiyerler yerine…

Mahalledeki köpeklerin kenelerini ayıklasam, kedilere köftelerimi yedirsem ellerimle keşke; hiç tanımadığım sokak hayvanlarına çılgınlar gibi koşturan oğlumu gördüğümde “Dur evladım! Sakın elleme! ” demek yerine.

Çeşmeden su içebilsem keşke gene; o koca damacanaya mahkum olmadan…

Parmaklarım boya lekeleri içinde olsa yine tırnaklarımdaki ojeler yerine

Keşke tekrar çocuk olabilsem ve büyümek için hiç acelem olmasa bu sefer eskisi gibi…





.............(Görseller alıntıdır)..........

7 yorum:

haykırış dedi ki...

Sayın Sokak Kedisi,
Okudukça özlem duydum çocukluğuma ellerine sağlık ne güzel anlatmışsınız.
Keşke elimizde olsada o an'larımızı yeniden yaşayabilsek..
Heyhat...
Sevgi ve Saygıyla

bulut dedi ki...

Çocukluğa duyulan özlemle ilgili sayısız yazı yazılmıştır. Tüm samimiyetimle söyleyeyim, okuduklarım içinde en iyilerindendi. Çok beğendim, tebrik ederim kedi :)

Bucera dedi ki...

Kederliyim bu günlerde sokak kedisi ağlattın beni.....
Keşke babam olsa sarılıp ona doya doya ağlasam keşke ağlamak için kapıyı kilitlemek zorunda kalmasam istediğim gibi ağlasam görenler ne oldu yavrum sana deseler başımı okşasalar ,zırıl zırıl ağlasam da utanmasam ağladığımdan keşke çocuk olsam

Zerrin Pasta Evi dedi ki...

Sokak kedimm; ne kadar güzel dile getirmişin. Çokkk beğendim :) Musluktan su içmeyi o kadar çok özlemiştim ki Çanakkale'ye gidince musluğa ağzımı kayayıp kana kana içtim :)))

Çocukluğumuzdan beri mahallemizin Mehmet bakkalı vardı.Büyüyünce de bütün gençler bakkal önünde toplanır sohbet ederdik.Senelerdir görmemiştim.2 ay kadar önce haberlerde dükkanını soymak isteyen biri tarafından öldürüldüğünü öğrendim. nazlandığımız,şımarıklıklar yaptığımız büyüğümüz, bir hiç uğruna yaşamını kaybetmişti. Hayat bu kadar acımasız oldu. Duyduklarım,gördüklerim artık şaşırtmıyor beni.

Sokak Kedisi dedi ki...

Haykırış;
Çocuk olmak meğer ne güzel birşeymiş de kıymeti bilinmezmiş :)

Bulut;
İçimden geldiği gibiydi aslında sadece, belki biraz daha süslemek lazımdı ama KahveAltı'nın benim için kıymeti burada. Herşey çıplak...
Teşekkür ederim ziyaretine :)

Sokak Kedisi dedi ki...

Bucera;
Sen de beni feci dağıttın bu satırlarla ama şimdi :((

Suyun yolu kesilmezmiş, mutlaka akacak bir yer bulurmuş kendine. İçine değil dışına aksın bence çünkü buna yok başka çare :(

Sokak Kedisi dedi ki...

Zerrincim;
Çok üzüldüm Mehmet Bakkal için. Hayat zor evet ama nasıl bu kadar acımasız olduk biz? Neden bu kadar kolay çirkinleşebiliyor insanlar artık bilmiyorum ama ben de çok üzüntüyle karşılıyorum bu vicdansızlık ortamını :(

Free Counter