6 Temmuz 2010 Salı

Minik Kampçılar İlk Kamplarında


Büyük hevesle baklediğim Kaçkarlar Kampı'na 3 gün kala geçmiş günlerde yapmış olduğumuz mini kampı paylaşmak istedim sizlerle.

Kamp mini; çünkü 2 minik ile yaptık. Ve aksi birşey olursa acilen dönmemiz gerekebilir diye İstanbul'a çok yakın bir yerde yaptık bu bir gecelik ikibuçuk çadırlık kampı.

Oğlum(6yaş) ve yakın arkadaşlarımızın kızları(4yaş) ( ki oğlumuzla kanka kıvamındadır) oldukça heyecanlıydılar bu kamp macerası için, biz iki aile de onların bu hevesini kırmayıp bir an önce attık doğanın kucağına.

Cumartesi öğleden sonra keyifli bir yolculuğun ardından kamp alanına vardık. Miniklerin yardımları sayesinde! çadırları kurduktan sonra onlara da bir oyun çadırı konduruverdik hemen :)



Hep birlikte odun toplayıp kamp ateşimizi yaktıktan sonra çocuklar çadırda oyuna dalmışken biz büyükler yağan yağmur altında kamp ateşinin tadını çıkardık. Hava bizle o kadar uyumlu hareket etti ki sanki Tanrı; bu iki küçük için mucizelerini üstümüze yağdırıyor gibi hissettim resmen. Bizimkiler ne zaman "çadırda sıkıldık çıkacağız" deseler yağmur aniden durdu. Ve onlar tekrar kendi istekleriyle çadıra girene kadar da sabırla bekledi. Gün boyu defalarca sağanak yağdı üstümüze ama bir tek biz büyükler; o da çadırlara girmemekte ısrar ettiğimiz için ıslandık, daha ne olsun.



Gece ateşte pişen yemeklerini ve tatlılarını yedikten sonra uykuları gelen ufaklıklar, hayatlarının ilk uyku tulumu denemesinden de 100 puan alarak çıktılar. Gece boyunca deliler gibi yağan yağmur, çılgınlar gibi gürleyen gök ve bizim tedirgin telaşımız onları uyandırmadı bile. Sabaha kadar mışıl mışıl uyudular resmen :) İlk fotoğraf ile bu alttaki fotoğraf aynı yere ait. Biri yağmur öncesi biri yağmur sonrası.İki resmi incelerseniz gece yağan yağmurun dere seviyesini ne kadar yükselttiğini ve çamurun dereyi ne hale getirdiğini görebilirsiniz.


Sabah olup güneş açınca kamp kahvaltısından sonra trekking yaptılar babalarıyla, biz annelerle dere kenarını keşfettiler, çiçekleri, böcekleri incelediler.Yanlarında getirdikleri oyuncaklarla oynadılar, uçurtmalar uçurdular. Yanımıza gelen ve isimlerini Çikolata ile Karabaş koyduğumuz iki köpekle kucak kucağa takılıp kahkahalarıyla inlettiler ortalığı...







İnanın bana çok mutlu döndüler kamptan. Eğer hiç tecrübe etmediyseniz şiddetle tavsiye ediyorum sevgili dostlar. Ailenin birbirine yakınlaşması, çocukların hayatla barışması, farkındalıklarının artması, keyif almak için illaki televizyon karşısında olmalarının gerekmediğini hissetmeleri, hiçbir lükse sahip olmadan da herşeye sahip olabileceklerini görmeleri için lütfen sizler de çocuklarınız için bir geceliğine bile olsa böyle bir organizasyon yapıp birlikte olmanın tadına varın.

Eğer fırsat yaratıp gidebilecek olursanız da gereken tüm malzemeye ilave olarak;

- Yanınızda böcek ısırıkları ve burkulmalar için gerekli ilaçları,
- Güneş koruyucusu ve yanık kremi, yara sprey veya bandı,
- Çocuğun birkaç oyuncağı
- Şapka
- Yağmurluk

almayı unutmayın...

7 yorum:

Caner dedi ki...

İlk resmi gördükten sonra aklıma gelen ilk kelime 'Harika' idi.
Sizlerinde tatili harika geçmiş.
Darısı bize,ne diyelim?

Öküzün Önde Gideni dedi ki...

Tek kelime: Misssssss ;)

Sokak Kedisi dedi ki...

Caner;
Hadi bakalım hepimizin tatilleri "Harika" fotoğraflarda ölümsüzleşsin diyelim o halde :)))

Teşekkür ederim,

Sevgiler

Sokak Kedisi dedi ki...

Öküzüm iki kelime: Teşekkür ederim ;)

Evren dedi ki...

süperrrrrrrr (ler) :))

Sokak Kedisi dedi ki...

Evrencim, teşekkür ederiz. Çocukların resimlerini koyamadım ama öyle şekerlerdi ki yüzlerinde milyonlarca gülücük açmıştı her karede..

Bu arada aklım sizin dağ evinde kaldı, şimdi kırlara yaz da düştü, ne güzeldir kimbilir...

En Sevdiğim Şey dedi ki...

burası neresi ola ki acaba??

Free Counter