4 Ocak 2012 Çarşamba
Tarih Tekerrür edermiş
2012 geleli 4 gün olmuş bile. Pehhh..
Yılbaşı gecesinin hemen ertesi sabah, daha tüm insanlık mışıl mışıl uyurkene, biz sıcacık yataklarımızdan kalkıp arabaya iki tane 8 yaşında oğlanı sıkıştırıp taaaa Maşukiye'ye gittik.
Yılbaşından bir kaç gün önce başladı plan-program kısmı. Murat ( eski dost Murat) gidelim derken içimden bir ses "biz bunu daha önce de yapmıştık sanki?" dedi bana ama tam da netleştirip hatırlayamadım detayları. Taa ki şeytan beni dürtüp bu postu tekrar okutana kadar :)
Geçen sene de Yılbaşı'nın iki gün sonrasında, biz hemen hemen aynı kadro ile Maşukiye yolundaymışız. "Bir daha da gitmem!" demişim üstelik, ne ayıpp :)
Bu sene 2'sini bekleyememiş olacağız ki sabaha kadar alınan onca alkolün üstüne 1 Ocak'ta düştük yollara. Seneye yeni yılı orada karşılarsak hiç şaşırmayacağım bu durumda :)
Bu sefer Maşukiye'de takılmayıp, Kartepe yoluna da vurduk kendimizi. Kar görmeyi hiç beklemeyen ben, o kadar kar görünce keyiften kendimi kaybettim, nefisti...
Topluca debelendik karların içinde, sonra da bir kulübede sucuk&ekmek yerken çıtırdayarak yanan sobanın başında ısıttık kendimizi. Çok güzeldi, kedicik mest modundaydı. Daha uzun kalmayı isterdim o dağ başında. Ahşap kulübenin tavanına vuran rüzgarın sesi de güzeldi, cama değip eriyen kar tanelerini izlemek de.
Ama resmen bir dejavu söz konusu sanırım, geçen seneyi tekrar ediyorum gibi. O günden beri yataktan çıkmıyorum, öksürük, sırt ağrısı ve halsizlik beni devirdi. İyi hissetmek istiyorum, olmuyor. Üşüttüm yavrularla karda oynaşırken, iyileşemiyorum bir türlü. Kimseye de sızlanamıyorum işin kötüsü. Koca, "istemeseydin dağ başına gitmeyi" diye umursamıyor, annem "iyi ki oğlanı da hasta etmedin!" diye söyleniyor. Ama karda oynamak bizim de hakkımız değil mi?
Diyeceğim o ki, hastayım bir çorba yapanım yok. Üstelik neredeyse dövecekler beni bu zalimler. Ben ne bahtsız bir kediyim yahu...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
ah kıyamam sana ben ya, tam karda oynamış, hasta olmuş küçük sokak kedisi işte. Güzel bir sene olsun ve sen hemen toparla kendini, öpücüklerin en kocamanını versem ben de? İşe yarar mı acebağ?
Aslım şefkatlim :)
Bu kocaman öpücükle yarın sabah kalktığımda koşacak kadar iyi olurmuşum, amannn ne güzel olur :)
Tabii bu bahtsız kedi yüzünden, sen de hastalanıp yatma da benim yanıma ;)
Nasıl özendim o karlı fotolara:) İstanbul'da malum kar yok. Doğayla başbaşa:) Ne güzel ne mutlu:) İyi seneler:)
kediler çorba sevmez, hele benim kedim hiç ama ben de sizin gibi çok seviyorum ve benimde yapanım yok ...çorba yapan bir kedi bulmalıyız:))bu arada anlattıklarınız üşütmeye değer hani....
Kirpikteki gözyaşı;
Kış İstanbul'u es geçiyor sanki bu sene. Ama bir gelirse, canımıza okuyacak gibi :))
Kar güzel, kar temiz, kar beyaz, kar taze... Yılbaşına yakışıyor.
Mutlu seneler :))
Nehiro;
Hııımm, çok severim çorba içmeyi. Hele Ezogelin demeyin bana, usta elde pişmişine hayır deme şansım hiç yok :))
Yaz, kış olsun itirazım olmaz yani.
Yaşasın çorba kardeşliği :))
kedicik bence tatlı tatlı geçirdiğin günün acı acı hastalığını çekiyorsun bir nevi murphy kuralı misali =p
ama çok keyif aldığın belli, ne güzel hiç unutamayacağın yılbaşı ertesi geçirmişsin ve geçirmektesin.
ve çok geçmiş olsun=)
Kuccukkurba;
İyiyim iyii :))
İki gündür sporuma bile gidiyorum, kuyruğu kurtardık galiba bu seferlik :)))
Yorum Gönder