14 Şubat 2011 Pazartesi

Var mısın?



Hikayeleri bir oyun ile başlamıştı.

Julien ve Sophie "Var mısın?" diye başladıkları bu oyundan hiç vazgeçmediler, tıpkı birbirlerinden vazgeçmedikleri gibi.




Bir biri, bir diğeri kazanırken büyüdüler, değiştiler. Sophie oyunun renginin değiştiğini farketmiş, kazanmaktan çok Julien ile olmanın önemini farketmiş olduğu halde; Julien için oyun herşeyden önemliydi. Sophie'den bile... Ve bu gerçek acıtırdı her kadının kalbini...

Ve evlendiler...



Başka insanlar ile...

Julien, hayatın anlamını oyuna bağlamaktan vazgeçip Sophie'ye olan aşkını kabul ve itiraf edene kadar onlarca yıl geçti. Onlarca anlamsız yıl!



Ama nihayet onu geri kazanmayı, esas ödülü; Aşk'ı yaşatmayı başardı.



Hayat bir oyun ve herkes bu oyundaki arkadaşını/eşini bir tek defa seçer aslında. Doğumdan ölüme kadar sürecek büyük bir sınavın ilk adımı bu ve doğruyu seçenler sağ kalırken, yanlış seçimlerinin bedelini, ruhlarını öldürerek ödeyenlerle dolu dünya.




Adına Aşk denen bu seçimde hep doğru adımları atabilmeniz dileğiyle,

Mutlu olun,
Mutlu kalın...







Film ( Jeux D'enfants / Love Me If You Dare ) hakkında bilgi burada

11 yorum:

Dışavurum dedi ki...

Ahh en sevdiğim filmlerden, ne kadar izlesem sıkılmıyorum. Hikayesine bayılıyorum. Bugüne de ne güzel gitmiş!

losstime dedi ki...

bu filmi kaç kere izledim...mükemmel demek bile az kalıyor. blogumun başlığında adı bile yazıyor. Jeux D'enfants..

Sokak Kedisi dedi ki...

Dışavurum;
Sıcacık değil mi, deli dolu ama içtenliğini hiç kaybetmeyen bir film...
Güne ve sevmeyi unutmayan herkese özel :)

Sokak Kedisi dedi ki...

Losstime;
Gerçekten blog başlığında bile varmış, çok etkileyici ve insanın uzun süre aklına kazınacak hikayelerden biri, değil mi :)

Yaptığın alıntı da çok güzeldi bu arada, sevdim.

losstime dedi ki...

teşekkürler sokak kedisi :)ahmet altanın bir kitabından

sufi dedi ki...

Muhteşem bir filmdi bir kez daha izlemeliyim, hatırlattığın için teşekkürler ve sevgilerimle.

Sokak Kedisi dedi ki...

Sevgili Sufi;
Yüreğe gömülü filmlerden değil mi :)
Sevgiler benden size

beenmaya dedi ki...

filmlerin kişilerin yüreğinde bıraktığı izler üzerinden anlatılmasına bayılıyorum. senin yaptığın gibi...

harikasın...

Sokak Kedisi dedi ki...

Beenmaya'cığım;
Mahçup ettin beni, utandım :)

Bazı filmler o kadar özel ki onları paylaşırken yönetmeni şu, oyuncusu bu, notu bu kadar, konusu böyle, alt metninde der ki, tavsiyem v.s. gibi klişelere girmek çok soğuk ve madeni geliyor bana.

İşte o yüzden onları anlatırken film aktarır gibi değil de okuyucuyla bir dostu tanıştırır gibi, özelimi paylaşır, sırrımı verir gibi hissedip öyle de döküyorum ekrana :))

Filmle ilgili ennn sevdiğim şey ise yönetmenin finalini seyirci yorumuna bırakmış olması ve bunu yaparken yarattığı duygu. Ama yazıda özellikle bahsetmedim, dostun sırrını dedikodu eder gibi olmamak adına :))

Sevgiler

beenmaya dedi ki...

yaptığın, yarattığın güzellikler için utanmak ne demek. aksine gurur duy ve mutlu ol!

evet ben de aynen katılıyorum bu yazdıklarına ve film yazılarımda da içimden geleni, o filmin bende ki izlerini yansıtıyorum. hatta karakterileri konuşturuyorum bazen ya da ben karakterlerle konuşuyorum :))

Sokak Kedisi dedi ki...

"Olaya dahil olmak" dedikleri tam da bu olsa gerek, klişelerden uzak ve meselenin en içinde :)))

Free Counter