25 Haziran 2010 Cuma
Bitti nihayet!
Baştan itiraf edeyim; televizyon seyretmek gibi bir alışkanlığım yok, o yüzden herkesin ekran karşısına kilitlendiği dizileri ancak kulaktan dolma bilirim. O kadar ilgisizimdir ki genelde bildiğim üç beş şey de yanlış çıkıp beni hayal kırıklığına uğratır. İşte size bir örnek; Ezel'i kadın sanıp üstüne bir de Beren Saat canlandırıyor zannederken meselenin hiç de öyle olmadığını anlatan arkadaşım hayret dolu gözlerle bakıyordu şahsıma :)
Dün gece kesin kararımı verip, memleket ahalisinden geri kalmayacağım diyerek geçtim Aşk-ı Memnu Veda bölümünün başına, hoşuma giden bir kaç sahne de oldu, etkilendim. Ama o ruhumu delip geçen ve beni gülmekten süründüren Behlül'ün final sahnesiyle ne hale geldiğimi tarif edebilmem mümkün değil.
O korkunç makyaj ve iğrenç senaryo ile Kıvanç Tatlıtuğ'un beceriksiz oyunculuğu bir araya gelmiş ve ortaya anormal bir final çıkmıştı. Bir gecelik seyirle hakkını yemiyim adamın, belki de sahneyi içine sindiremediği için o kadar kötüydü bilemiyorum...
Diziyi ikiye ayırdım; Bihter'in vurulduğu sahne ve sonrası diye. Bihter olaydan çıkana kadar katlanılır kıvamda ilerleyen bölüm, sonrasında acayip ruh değiştirip sanki karaktersizleşti. Sanırsın ki yönetmen o an sinirlenip işi bırakmış, seti anında terk etmiş, çekip giderken de tüm planlarını alıp gitmişti. Ekibin geride kalanları da şoka girmiş, ne yapacaklarını bilmez bir halde oturup ellerinden geldiği kadar işi bitirmeye çalışmışlar gibiydi.
Resmen çakmaydı yani final, hani Lost tüm dünyayı sarsarken bir grup haylaz Host diye bir uyarlamayla gülme krizlerine sokmuşlardı ya bizi, işte bu da öyleydi sanki!
Sene boyunca perşembe geceleri kimseyle görüşmeyen, telefonlara bakmayan, büyük bir keyifle TV başına çöküp soluksuz takip eden arkadaşlarımın finalden sonra resmen psikolojilerinin bile allak bullak olduğunu izlemek ise ayrı bir deneyim oldu benim için. Anladım ki dizi diyip geçmemek lazımdı Aşk-ı Memnu'ya, insanların peşi sıra gittiği bir duygu oluşturmuştu üzerlerinde.
Fanatikleri kızacak belki ama işte bu derece ciddi bir seyirci kitlesi oluşturan diziye hiç yakıştıramadım çakma sonu. Yazık etmişler onca emeğe.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
http://mizahigeveze.blogspot.com/2010/06/5-kisiye-sorduk-ask-memnu-nedir.html
Bu da benim yazım :)
Bay sokak kedisi Bora kaçarrr :D :D
Ben ilk günden itibaren izledim diziyi evet seninle aynı fikirdeyim .Böyle hafifi buğulu gözlerle izlerken Behlülün normacı halini görünce ben de güldüm hatta baya kahkaha attım desem yeridir.
Bora-MAN;
Bayıldım yazına, çok eğlenceliydi :)))
Çılgın Doktorum Buceram;
İçim rahatladı şimdi, dizinin devamlı seyircilerinden azar işitirim diye tırsmıştım :))) Değme hint filmi finaline taş çıkartırdı o titrek Behlül hahahaaaa :)))
hiç seyretmedim ama kare kıvanç'ın zırladığı sahneyi mecburen gördüm. facebook'ta, tv'de, her yerde, her yerde gözümüze sokulduğu için. kaçış yok!
türk dizilerinin topundan çok tiksiniyorum ama on bin yıl önce yokluklar içinde yazılmış, oynanmış, müjde ar'lı aşk-ı memnu'dan beri türk yapımı dizi seyretmediğim için yorum yapmam da pek doğru olmaz sanırım :)
Aslıcım, rol diye kestikleri şey suni geldiği için bu tepkin sanırım, bana da ciddi anlamda yüzeysel geliyor. Sadece fiziklerini satıyor ve kendilerinden hiçbir şey katamıyorlar karaktere ne yazık ki...
Ben de seyretmiyorum çünkü beni ikna edecek kadar iyi bulmuyorum oturup da izlemeye kalktığım zaman. Yoksa yabancı özentisiyle falan hiç ilgisi yok tercihlerimin...
Asmalı Konak seyretmiştim bir zamanlar, onda da hem oyuncu performansları hem de görüntü geçişleri beni etkilediği için oturmuştum ekran başına. Öyle bir dizi olsa oturup seyredeyim ama rastlamadım ne yazık ki son demlerde. Sanırım cast konusunda da sıkıntı yaşanıyor, seçimler çok doğru değil ve bu yüzden gerçek gelemiyor karakterler bana.
İşte böyle :)))
Yorum Gönder