
Gel keyfim gel!
Kocaman bir plaj şemsiyesinin altında şezlonguma yayılmış oturmaktayım. Öyle kalabalık, sersefil bir plajda falan değil ama. Kumsalın hemen dibindeki kocaman bir evin sadece bana ait olan sahilindeyim. Müzik bir kıpır kıpır içimi açıyor, bir hafifleyip dinlendiriyor. Pek sevgili DJ'im yüzüme bakıp ruhsal durumumu anlayarak tam da o an çalsa diye düşündüğüm tüm parçaları dizi dizi çalmakta.
Yanımda 50 tane kitap var. Canım hangisini isterse açıp okuyorum.
Bira hep buz gibi, patates kızartmam hep sıcak ve çıtır çıtır...
Deniz kokuyorum.
Akşama evin bahçesindeki dev ekranda çimlerin üstüne, yıldızların altına serile serile seyredeceğim filmin hayalini kuruyorum.
Sıcak mı geldi, kalkıp iki adımda suya kavuşuyorum. Sürekli ıslak gezsen mesele değil hani, yazın orta yerindeyiz nede olsa.
Hiç telefon sesi yok. İnsanlara duyulan özlem de yok. Sevdiklerim yanımdalar. Gerisi zaten teferruat :)
Hiç üzüntü yok, hep gülücükler. Hiç endişe yok, hep emniyette olma ruh hali.
Araç sesi yok, bekleme yok, tercih yapmak yok, kapris yok, giyinmek için mecburiyet yok.
Çarşaflar bembeyaz, havlular yumuşacık, saçlar ahenkle dans ediyor.
Olsa fena mı olurdu yani şimdi :((
Beynim bulandı, sıcak beni çıldırtmakta. İmdat...
--- Yukarıdaki satırların hepsi külliyen yalan ve malesef görsel de çalıntıdır :(( ----